, , , , ,

33. Hafta | Nasıl geçti habersiz

 
Aman her hafta karnımı çekeyim, yok blog girişi yapayım derken evdeki hesap çarşıya uymadı. Bazı sabahlar 'aman tanrım ne kadar çok hamileyim' diye kendi kendime şaşıp, pijamalı halimi sağa sola göndermekten başka Instagram'a koyulabilecek normallikte fotoğraflar bile çekemedim. Artık uyuşukluk mu denir, üşengeçlik mi denir bilemiyorum.

Bu fotoğraf 2 hafta önce çekildi. Karnımın şekli her gün değil her saat bile değişiyor artık, o yüzden aradaki farkı ben de bilemiyorum. Zaman nasıl böyle su gibi akıp gitti onu da bilemiyorum. 8-9 haftalıkken sanki hiç ilerlemiyormuşuz gibi gelirdi ama 20-25'ten sonra kazın ayağının öyle olmadığını anladık. Şimdi ise az sonra büyük bir hızla inişe geçecek hız treninin en tepe noktasında gibi hissediyorum kendimi. Öyle bir heycan, öyle bir adrenalin bombası var sanki içimde diyeceğim ama bildiğin saatli bomba var.

İlk 3 ay aman kimseye söylemeyelim, aman kendimizi çok kaptırmayalım ne olur ne olmaz baskısı ile geçti. İkinci 3 ay aman birşey almayalım ne olur ne olmaz baskısı malum. Şimdi son 3 ay hatta son 1.5 ay kaldı ve hiçbirşey yetişmiyor anasını satayım! Bu resmen anne-baba adaylarının iki ayakları bir pabuca girsin diye içimize yerleştirilmiş bir korku. Belin seni 2 saatten fazla taşıyamayacak duruma geldikten, onca ay bekleyip de en heycanlı hevesin kaçtıktan sonra hazırlanmaya başlasan neye yarar? Allah korusun ama sanki bebeklerini vaktinden önce kucağına almak zorunda kalan ya da kaybeden aileler 'tüüh o kadar da masraf yaptık' mı diye düşünürler sanki? Daha mı az üzülür insan hiçbirşey almamış olursa. 'Aman neyse ki bişey almamıştık' diye mi avutur kendini?

Hazır içimde hevesim varken çok erken dönemlerde başladım bebek alışveriş listesi hazırlamaya. Bu tür konulardaki paniğimi ve dehşetimi bildiğinden Uğur da çok ellemedi beni. Neredeyse 2 aylık bir fizibilite çalışması sonucu alınacak herşeyin en iyisini, en kalitelisini ve en kazık olmayanını bulup 4 sayfalık bir liste çıkardım. Bir gün onu da paylaşacağım söz.

O zamanlar araştırma yapmam bile tüm ailede tepki yarattı. Çok şükür bu günlere geldik, bebeğimizin odasını hazırladık, kıyafetlerini aldık (hatta bayramda annem yıkadı, ütüledi, kokladı mis gibi yaptı sağolsun). Şimdi geriye benim ihtiyaçlarım, bebeğin ufak tefek araç-gereci kaldı. Önümüzdeki haftalarda aklımda bebek odasına eklemek istediğim el yapımı bazı şeylerim var, bir de hastane çantasının hazırlanması. Elbette ki eksikler bunlarla bitmiyor ama en azından acil ihtiyaçlar tamamlandı. Programsız ve hazırlıksız olmayı sevmeyen bir insanım ve bundan çok memnunum :)

Bir de son günler yaklaştıkça 'şimdi sana zaman geçmek bilmez' dürtelemeleri başladı. Niye geçmesin canım? Gayet geçiyor hatta fazla hızlı! Bu günlerin tadını çıkarmak istiyorum ama genelde kafam da elim de meşgul oluyor. Başka bir gün insanların olumsuz dileklerinin ne kadar rahatsız edici olduğundan bahsedeceğim, bu konu da oraya bir not olsun.

Bunların dışında hayat bana güzel, hala sorunsuz sıkıntısız geçiyor günler. Bilgisayar başında oturmak sırtımı ve popomu ağrıtmasa daha çok yazacağım ama pufidik koltuklarla bütünleşmek istiyorum :)













Blogger tarafından desteklenmektedir.
  • #anlatananne | Sut meselesi - Çoğu annenin hiç düşünmüyormuş gibi yaptığı ama gün içinde 1534862 kere düşündüğü, sanki anneden daha çok önemsiyormuş gibi her allahın kulunun sorguladığ...
    8 yıl önce